Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Erkekler gizlemeye bile duymadıkları bir doymazlıkla onu gözleriyle yiyorlardı; ardından biri,ağzı açık ayran budalası gibi gözlerini dikmiş ona bakıyordu.
Jed o zamanlar bilmiyordu,Vanessa da öyle fakat çiçekler aslında cinsel organlardır,yeryüzünü bezeyen vajinalardır,böceklerin şehvetine teslim olurlar. Böceklerle erkekler,aynı zamanda başka hayvanlar bir amaç ardında koşuyor gibidirler,hızla ve belirli bir hedefe doğru hareket ederler,çiçeklerse ışığın altında durur,hiç kımıldamadan göz kamaştırırlar.
Reklam
Bıktı dünya benden, Ben de ondan -Orleans Dükü Charles
Vaat edilmiş topraklar
Tanrı tarafından Yahudilere vaat edilen topraklar, Eski Ahite göre, "Nil'den Firat'a" uzanan ünlü coğrafyayı kapsamaktadır. Tevrat'ın Tekvin kitabının 15. Bab'inda şöyle yazar: O günde Rab, Abraham'la ahdedip dedi: "Mısır ırmağından büyük irmağa, Firat ırmağına kadar bu diyarı, Kenileri ve Kenizzileri ve Kadmonileri ve Hittileri ve Perizzileri ve Reaları ve Amorileri ve Kenanları ve Girgaşileri ve Yebusileri senin soyuna verdim". Shahak'a göre Israil'de Tevratsal sınırlar (Biblical Borders) (Tanri'nın Yahudilere vaat ettiği topraklar) denildiğinde anlaşılan harita, "Türkiye'nin güneydoğusunu ve Kibris'ı" da içeren söz konusu coğrafyadır. (Harun Yahya, İsrail'in Kürt Kartı, Mart 2000)
Sayfa 187 - Pozitif Yayınları
Yahudilerin Emelleri Kendisine Belfur Vaadi gönderilen Reçild'in kasalarında bulunan bir harita, kurulması planlanan Büyük İsrail'in sınırlarını göstermektedir. Bu devletin sınırları; Suriye topraklarını, Irak'ı, Türkiye'nin bir kısmını, Kuveyt'in kuzeyini, Hayber'i ve Medine-i Münevvere de dahil Suudi Arabistan'ın kuzeyini, Mısır'ın Nil'e kadar olan doğu kısmını içine almaktadır. (İsrail bayrağındaki iki çizgi Fırat ve Nil nehirlerini temsil eder ve bu iki nehir arası Yahudiler için 'vadedilmiş topraklar' olarak anılır.)
Sayfa 118
_Nasıl oldu da 1000 yıldır ordu gibi birbirine kenetlenen bu millet, kurdun saldırdığı sürüye döndü? Farkında mısınız ayağımızın altındaki zemin her gün biraz daha kayıyor ve tutunmak için sarıldıklarımız bir bir elimizde kalıyor. Cumhuriyetle birlikte eğitim reformuna girişip eksiklikleri gidereceğimize, daha da güdük hale geldik. _Özgürlük
Reklam
Şair Joe Bousquet, bize bunu fısıldar: “Yaralarım benden önce de vardı. Ben onları bedenimde taşımak için dünyaya gelmişim.” Bütün kitaplarda aynı şey yazar: Sırtımızda büyük sürgünün yükü. Cennetten dünyaya sürgün edilişimiz en büyük hikâye en büyük yara. Bu yaradan payımıza düşeni alırız. Her ne sebepten olursa olsun dünyada yeni hasarlar aldığımızda kalbimizde beliren çatlaklar uç uca dizilir ve o en derin yaraya eklemlenir. Nefes alıp verdikçe içimizdeki acılı harita damar damar genişler, yeni topraklar kazanır.
Emin Gürdamar/ İnsan neden hikaye anlatırKitabı okuyacak
İlk modern insan, Amerika'ya 1499-1504 yılları arasında pek çok kez seyahat eden İtalyan denizci Amerigo Vespucci'ydi. 1502'yle 1504 arasındaki seyahatlerini anlatan iki metin Avrupa'da yayımlandı. Bu metinler Vespucci'ye atfedilmişti ve Kolomb tarafından keşfedilen yeni toprakların Doğu Asya açıklarındaki adalar değil, kutsal metinlerin, eski coğrafyacıların ve şimdiki Avrupalıların bilmedikleri yepyeni topraklar olduğundan bahsediyordu. 1507'de bu iddialara ikna olan Martin Waldseemüller adında saygın bir haritacı güncelleştirilmiş bir dünya haritası yayımladı ve bu harita Avrupa'dan batıya yapılan seferlerin ayrı bir kıtaya vardığını gösteren ilk haritaydı. Waldseemüller'in haritaya bir de isim koyması gerekiyordu. Yanlışlıkla Amerigo Vespucci'nin buraları keşfeden kişi olduğunu düşünüp bu kıtaya ismini vererek onurlandırdı: Amerika. Avrupa'nın emperyal seferleri dünya tarihini değiştirdi: Tarih artık birbirinden kopuk bir dizi halkın ve kültürün değil, tek ve bütünleşmiş bir insan toplumunun tarihi haline geldi.
Sayfa 288 - Kolektif KitapKitabı okudu
Mingi Tav'da (Elbruz) Nazi bayrağı
Hitler'in 1942'de eline geçirmiş olduğu topraklar harita üstünde insanın gözlerini kamaştıracak kadar geniş görünüyordu. Akdeniz he­men hemen bir Mihver gölü olmuştu. İspanya'dan Türkiye'ye kadar bütün Kuzey Akdeniz kıyıları ile Tunus'tan Nil'e yüz kilometre bir mesafeye kadar uzanan Güney kıyıları Almanya ile İtalya'nın elindey­di. Kutup Okyanusundaki Kuzey Cape'ten Mısır'a, Atlantik'te Brest'­ten Orta Asya sınırındaki Volga nehrinin güney kıyılarına kadar hep Alman askeri nöbet bekliyordu. Altıncı Ordunun Alman birlikleri 23 Ağustos'ta Stalingrad'ın he­men kuzeyine varmışlardı. Kafkas dağlarının en yüksek noktası olan (5.500 metre) Elbruz Dağına iki gün önce gamalı haç bayrağı dikil­mişti. Yılda iki buçuk milyon ton petrol veren Maikop petrol alanı 8 Ağustos'ta ele geçirilmişti ama Almanlar Maikop'a girdikleri zaman petrol kuyularının tamamıyla imha edilmiş olduklarını gördüler. Ayın yirmi beşinde Kleist'ın tankları, Grozni çevresindeki başlıca petrol merkezinden ancak yetmiş beş kilometre uzaklıkta bulunan Mozdok'a varmıştı. Hazar Denizine yüz elli kilometre kadar bir şey kalmıştı. Ayın otuz birinde Hitler Kafkas Orduları Komutanı Feld-Mareşal List'den bütün kuvvetleriyle Grozni üzerine son bir tarruza girişme­sini ve oradaki "petrol kuyularını ele geçinnesini" istedi. Yine Ağus­tosun o son gününde Rommel Nil'e varmak amacıyla El Alemeyn'den taruza geçti. Hitler, komutanlarının çalışmalarından hiç memnun değildi. Bütün Güney taarruzuna komuta etmiş olan Feld-Mareşal von Bock'u 13 Temmuz'da görevinin başından attı.
Üstüne konuşamayacağım konuda,susmam gerekir.
Sayfa 300 - İthaki(Modern)YayıneviKitabı okudu
Reklam
''Kişinin kendisiyle birlikte ahlakın öznesini yok etmesi,ahlakı elinden geldiğince yeryüzünden kovmasıyla eşdeğerdir ''
Sayfa 261 - İthaki(Modern)YayıneviKitabı okudu
''İçtenlikten bu kadar uzak,gerçekleri o kadar aşağılayan bir zihinde görmedim asla .Aslında aşağılıyor derken yanlış söyledim ;doğrusu gerçeğe hiç saygı duymuyor,hiç bir şekilde onunla ilgilenmiyor.Konuşurken yada yazarken ,hiç dikkat etmeden gerçeklik alanına girip girip çıkıyor; tek kaygısı o anda yaratmak istediği etki....
Sayfa 197 - İthaki(Modern)YayıneviKitabı okudu
''İçinde yaşadığım şu bencil hırslarla dolu dünyada, halkın iyiliği konusunda onunki kadar boş bir zihinle daha önce karşılaştım mı bilmiyorum.Kendini olduğundan büyük göstermek için ülkesini karıştıran çok adam gördüm:Sık rastladığımız bir ahlaksızlıktır bu; ama bence eğlence olsun diye dünyayı altüst etmeye her zaman hazır olan tek kişi odur''
İthaki(Modern)YayıneviKitabı okudu
''Bir insanı tanımlayan şey nedir?Durumunu öğrenmek istediğinizde,bir insana ilk ne sorarsınız? Bazı toplumlarda önce evli,çocuklu olup olmadığı sorulur,bizim toplumlarımızdaysa öncelikle meslek sorulur.Batı insanını her şeyden önce tanımlayan şey üretim sürecindeki yeridir, yoksa üretimle ilgili durumu değil ''
Sayfa 120 - İthaki(Modern)YayıneviKitabı okudu
''Aslında yaşamda gerçek olan tek şey bu:Duvarlar"
Sayfa 114 - İthaki(Modern)YayıneviKitabı okudu
45 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.